Türkiye’de yılda 1.3 milyon bebek doğuyor. Biz anneler de tabiatıyla yavrularımızın korunması, sağlıklı büyümesini, içgüdüsel, anaç hislerle arzu ederiz.

Bilhassa bu ilk safhalarda bebeklerimizin beslenmelerine ayrı bir ihtimam gösterir, aç kalmamaları hususunda dikkat eder, hele ki emmese yemese kaygıya telaşa kapılır , onları bol miktarda doyurmaya çalışırız.
 
Çoğumuzun zihnini meşgul eden de altıncı ayından sonraki beslenme sürecinde "Acaba hangisi bebeğim için en doğrusudur?" sorusudur
 
İnek sütü veya keçi sütü mü, yoksa devam sütleri mi tercih edilmeli? “Devam Sütleri” bebeklerin sağlığına zararlı mı? İnek sütü hakikaten çok mu ağır gelir, gazı arttırır mı ya da bebeğimi hasta eder mi?
Su katsam zararı azalır mı, hazmı kolaylaşır mı? Gibi pek çok endişelendirici, bizi mütereddit eden sorular, sorular...
 
Basında , ekran ve sosyal medyada sayıları son zamanlarda hızla artan medyatik diyetisyenlerin , beslenme uzmanlarının biz yetişkinler için bile tavsiyeleri birbirini yalanlar ve bizlerin kafasını karıştırır, çelişkide ikilemde bırakırken, bebeklerimiz için de bu tür tavsiyelere pekçoğumuzun inancı da törpülendi…
 
İlk altı ay yalnız ve yalnızca anne sütü verilmeli, ya sonra?
 
Kimi uzmanlar sonrasında evde hazırlanacak doğal besinleri önerirken, inek veya keçi sütü verilebileceğini ancak bir yaşına kadar yarı yarıya sulandırılarak verilmesinin yararlı olacağını belirtirken kimi uzmanlar da inek veya keçi sütünü iki yaşına kadar yasaklıyor ve devam sütünü öneriyorlar.
 
<<Şimdi kime inanıp hangisini uygulayacağız?>>
 
Bebeğimiz için en doğru ve en sağlıklı olan elbette en tabii olanıdır, yani annenin, tabii mamüllerle ona hazırladığı mamalardır. Bunca yılın tecrübesiyle, nebevi tıp mütehassısları olarak bizler şunu diyoruz: “Devam sütü ve benzeri hazır mamüllerden lütfen uzak durunuz!”
 
Her devirde , sütü az olan anneler olduğu gibi bebeğini hiç emziremeyen anneler de vardı. Yani eski devirlerde annenin sütü boldu da zamanla kalmadı denilemez.Bu bünyeye ve hilkata göre değişkenlik gösterir.Bu tür sıkıntı yaşayan anneler, bebekleri için hafif ve besleyici mamalar hazırlıyor ve bebeklerini bu şekilde büyütüyorlardı. Bu bebeklerin sağlık sıkıntıları da olmuyordu , zira anneler doğal ve taze besinlerle mama yapıyorlardı. İnek sütünü de günlük taze sütü kısmen sulandırarak ilk günlerinden itibaren rahatlıkla veriyorlardı. Bunu hâlâ uygulayanların olduğunu biliyoruz.
Hazır mamaların tarihi çok geçmiş zamanlara gitmiyor. Ülkemizde bundan 40 yıl öncesine bakarsak hazır mamaların tüketiminin çok az olduğunu görmemiz mümkün. Şimdi ise bu oran adeta tavan yapmış durumda. Buna neden bu kadar ihtiyaç duyulduğunu anlamak mümkün değil.
Bebekler için her şeyin en doğalı, en tazesi olması gerektiğini söylüyorken neden hazır mamalara yönelim bu kadar arttı?
 
Bu ihtiyacı karşılamak için de çeşitli bebek ek gıdaları kavanoz, kavanoz size tazecik sunulmakta(!)
 
Ne kadar anne sütüne yakın dense de ve ne kadar doğal ürünlerden hazırlanıyor olsa da , gerek tazeliğinin korunması, gerekse dayanıklılığın artması için belli bazı işlemlerden geçiyor. Buna rağmen anneler kendileri taze sebze ve meyvelerle mama hazırlamak yerine devam sütlerini ya da hazır mamaları tercih ediyorlar, pekala neden? Çünkü devam sütleri ve hazır mama demek kolaylık demek (!)” Kim hazırlayacak simdi ona taze meyve püresi ooo çok zahmetli!” “Falan marka meyve püreleri yapıyor, çocuk hem severek yiyor , hem bu şişeler çok güzel , bak baharat takımı oluşturdum.”
 “Bi takim da senin için yaparım!” vb astarsız , tembelliğe ,bilinçsizliğe dayalı gerekçeler…
 
Oysa çok yakın bir tarihte, haberlere konu olan bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldık. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan hazır bebek mamasında GDO tespit edildi. Tarım Bakanlığı''nın konuyla ilgili tahlil sonuç belgeleri basına verildi. Bu mamaları üreten firma durumu yalanlayan bir açıklama yaptı, ancak açıklamanın ardından ülkedeki ürünlerinin bazısını toplatmaya da başladı. İşte bu durum zihinleri çok kurcalıyor. Hazır mamaları sorgulamak ve bunlardan uzak durmak için bu araştırma ve ispatlar kafi olsa gerek.
 
Peki, öyleyse ne yapacağız? Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Merhume Hocam Dr.Aidin Salih, bebeklerin beslenmesi hususunda “iki yaşlarına kadar sadece ve sadece anne sütüne ihtiyaç duyduklarını, bunun dışındaki beslenme çeşitlerini düşünmektense anne sütünü arttırmanın çarelerine bakılması gerektiğini” söylüyor bize.
 
Allah-ü Teala bizlere, Bakara suresi 233. Ayet-i Kerimede : "Anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler.” Buyuruyor !
 
 Bebeklerde yalnızca sütü hazmetmek için enzim mevcuttur. Bebekler diğer yemekleri sonuna kadar hazmedemezler, mide ve bağırsaklarında gaz oluşur. Onun için anneannelerimiz bebeklere yemeği veya ekmeği çiğneyerek yani kendi enzimleri ile karıştırarak verirlerdi. Bu uygulama çocuklarda hazmı kolaylaştırır. Bebeğe anne sütü dışında bir şey verilecekse 12. aydan itibaren aynı yöntem kullanılabilir." diyor. Merhuma hocamız Dr. Aidin Salih''in "Bu yöntemi uygulayamıyoruz ve sütümüz de yeterli gelmiyor. Bebek aç kalıp ağlıyor. Ne yapacağız?" diyenlere de cevabı var: "6. aydan itibaren meyve veya havuç suyuna yarısı oranında su koyarak, onuncu ayından sonra da ezilmiş muz ve rendelenmiş elma gibi meyvelerden yedirebilirsiniz." derken , sütün arttırılması hususunda da şöyle diyor : "Gıda endüstrisi ürünlerini yiyen-içen, kimyasal ilaç, kozmetik ve deterjan kullanan annelerin sütü yüzlerce, hatta binlerce çeşit katkı maddesi içerir. Bebekler bu sütü emmek istemez ve yüzlerini çevirirler. Bu durumda tarçın, zencefil, karanfil, safran, kekik, kimyon kullanmak, bol sıvı içmek ve bebeğin emmediği sütü sağarak atmak sütü çoğaltır ve temizler, sütün kokusunu ve tadını güzelleştirir."
 
Anneler için bebeğin aç kalması en büyük üzüntü hatta zaman zaman kâbus olabiliyor. Bu sebeple sabırla ve gayretle sütün artırılmaya çalışılması maalesef ihmal ediliyor. Bir an önce bebeğinin aç kalma meselesinin çözümüne odaklanılıyor. Hazır mamayı yiyen bebek mışıl mışıl uyuyunca  “Evet, bak! Bebeğim açlıktan uyumuyormuş!” hissine kapılıp vermeye devam ediyor. Oysa ki verdiği mama, bebeğin kan sekerini yükseltti onu halsizleştirdi ve derin bir uykuya sebep oldu.
Hani yavrun gözbebeğin kadar kıymetliydi?
 
Oysa bebeğe hayat verenin, sütü de vereceğinden şüphe etmemek gerekir. Sütü az olanlar, bebeğinin doymadığını düşünenler hemen hazır mamalara başvurmak yerine “sütlerini arttırma” yoluna gitmeli. Sütü hiç olmayanlar veya başka sebeplerle bebeklerini emziremeyenler ise “tabii ve tamamen ev yapımı mamaları” tercih etmeli. Bu , en doğru olanıdır!

Nadide YÖRÜK